Hukuki açıdan 12 maddede ‘Riskli Sigortalılar Havuzu’

 Hukuki açıdan 12 maddede ‘Riskli Sigortalılar Havuzu’

Samim Ünan*

Yüksek rizikolu sigortalılar havuzu temelde doğrudur ve iyi yapılandırıldığı takdirde, önemli bir sorunun çözülmesi için büyük bir adımdır. Ancak, bir sistem getirilirken, bütün oyuncularla ayrıntılı biçimde tartışılması ve sorun yaratabilecek hususların “tekerlek döndükten sonraya” bırakılmaması gerekir. Bunlara işin başında makul ve adil çözümler üretilmesi, düzenlemenin bu şekilde yapılması doğru olur.

11.07.2017 tarih ve 30121 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmış olan “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” sigorta sektörünün son zamanlarda yoğun bir ilgiyle beklediği “havuz sistemini” kurmuş bulunmaktadır. Amaç, en fazla hasar ödenmesine yol açan sigortalıların özel bir küme oluşturmalarını, daha yüksek prim ödemelerini ve ortaya çıkaracakları maliyetin bütün sigorta şirketleri arasında adil bir biçimde paylaştırılmasını sağlamaktır.

Hasar frekansı yüksek basamak ve/veya araç grupları için 12/4/2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kurulan havuzun resmi adı “Riskli Sigortalılar Havuzu” olarak belirlenmiştir.

Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nda Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmeliğin (kısaca ZTS Tarife Yönetmeliği) son değişiklikle almış olduğu yeni şekil çerçevesinde uygulamanın nasıl olacağı ve buna ilişkin tereddütler hakkında şu aşamada yapabildiğimiz saptamaları aşağıda sayın okurlarımızın bilgi ve takdirlerine sunmaya çalışacağız.

Ancak, en başta şunu belirtmemiz gerekmektedir: Ülkemizde yeni hukuksal adımlar atılırken (kervan yola çıkarken) “hareket saatini geciktirmemek” temel ilkesi uyarınca bazen “genel susma hakkı” kullanılmış olabiliyor ve tekerlek dönmeye başladıktan ve artık yoldan geri dönüş olmayacağı hususu böylece sübuta erdikten sonra, sıra yürürlüğe konulan yeni düzenlemeye yönelik eleştiri ve önerilere ve noksanların tamamlanmasına ve varsa yanlışların giderilmesine gelebiliyor. Bu sebeple, düzenlemenin yürürlüğe girdiği ilk günlerde yapılan değerlendirmelerin en azından bazıları  “prematüre” ve “kısa süre içinde kadük hale gelmeye açık” nitelikte olabilecektir. Belki de bu yazının kaleme alındığı tarih ile gazetede yayınlandığı gün arasındaki sürede (en az iki hafta), bazı değişiklikler yapılmış, duraksama yaratan veya uygulamacıları zorlayan hususlar düzeltilmiş olacaktır.

RİSKLİ SİGORTALAR HAVUZU ÇALIŞMA ESASLARI

ZTS Tarife Yönetmeliği ile getirilen havuz sistemine ilişkin düzenlemenin önemli bir bölümü yönetmeliğin “Riskli Sigortalılar Havuzu Çalışma Esasları” başlıklı 4 sayılı ekinde (Ek-4) yer almıştır. Önce kısaca ZTS Tarife Yönetmeliği’ndeki sonra da Ek-4’teki kuralları ele alacağız.

1) “Riskli Sigortalılar Havuzu” ZTS Tarife Yönetmeliği uyarınca kurulmuştur. ZTS Tarife Yönetmeliği m.4 fk.6 uyarınca Hazine Müsteşarlığı riski yüksek olan sigortalılar bakımından sigorta şirketleri arasında prim ve hasar paylaşımı için özel kurallar getirebilir. Hazine Müsteşarlığı bu yetkisini aynı yönetmeliğin Geçici 12’inci maddesiyle kullanmıştır.

2) Riskli Sigortalılar Havuzu’nun “geçici” bir madde ile oluşturulması, olağan koşullarda ve mantıken bu düzenlemenin “kalıcı” olmadığı anlamına gelir. Bununla birlikte, şu anda hangi süreyi kapsamak üzere havuz kurulmuş olduğu bilinmemektedir. Uygulama görüldükten sonra bu hususta değerlendirme yapılacağı anlaşılmaktadır.

3) Yüksek risk taşıyan (havuz kapsamındaki) sigortalıların ödeyecekleri prim de Müsteşarlıkça tespit edilecektir. Diğer bir anlatışla, sigorta şirketlerinin riski yüksek sigortalılar için uygulanacak primleri serbestçe belirleme hakları yoktur. Kanımızca primin alt ve üst sınır (taban ve tavan) belirleme yoluyla saptanması da doğru olmayacaktır.

4) “Riskli Sigortalılar Havuzu” kanımızca amaca uygun bir ifade biçimi değildir. Çünkü sigorta sözleşmeleri mutlaka “risklere” karşı yapılır. Diğer bir anlatışla “risksiz sigortalı” kavramı yoktur. “Yüksek Riskli Sigortalılar Havuzu” dense idi maksat çok daha doğru anlatılmış olurdu.

5) Yönetmelikte sigorta şirketlerinin havuza katılmama hakları veya sınırlı katılma haklarına ilişkin açık bir hüküm yer almamaktadır. Bu durum, zorunlu katılımın söz konusu olup olmadığı ve eğer zorunlu katılım esası getirilmiş değilse, sigorta şirketlerinin havuza kısmen (mesela sadece bazı araç grupları için) katılmalarının mümkün bulunup bulunmadığı sorularının gündeme gelmesine yol açmıştır. Fikrimizce, ZTS Tarife Yönetmeliğinde sigorta şirketlerinin havuza katılmama hakları veya sınırlı katılma hakları öngörülmemiştir. Tersine havuz sistemi (ZTS ruhsatı  bulunan) bütün sigorta şirketlerini kapsadığından, bunun bütün şirketlere dönük olarak eşit şekilde uygulanacağı anlaşılmaktadır.

ŞİRKETLERE YAPTIRIM UYGULANABİLİR

6)  Havuz kapsamındaki ZTS poliçelerine ilişkin prim ve hasarlar Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu tarafından Yönetmeliğin 4 sayılı eki (EK-4) hükümleri uyarınca sigorta şirketleri arasında paylaştırılacaktır. Geçici madde 12 fk. 2 (a) ve (b) uyarınca bu hükümden ZTS ruhsatına sahip bütün sigorta şirketlerinin havuz kapsamındaki poliçeleri düzenlemeleri gerektiği; aksine davranışın yaptırım uygulanmasına yol açacağı sonucu çıkmaktadır. Geçici madde 12 fk.2 (a) ve (b), Havuz kapsamındaki sigortaları düzenlemekten kaçınan (ZTS ruhsatı almış) bir sigorta şirketinin, Hazine Müsteşarlığı tarafından uyarılmasına rağmen bu duruma son vermemesi halinde Sigorta Bilgi Merkezi’ne erişiminin geçici süreyle engelleneceğini; sigorta şirketinin  ihlale devam etmesi durumunda Sigorta Bilgi Merkezi’ne erişiminin sürekli olarak kaldırılabileceğini ve bu şirket hakkında başka yaptırımlar da uygulanabileceğini hükme bağlamaktadır. (Zorunlu sigortaları yaptırmak ve yapmak aslında yasanın emridir ve buna direnmek olmaz. Fakat, bir ticaret şirketine “zarar edeceği” bir tarife uygulama yükümlülüğü getirdiğiniz zaman dirençle karşılaşıldığı da geçmişte örnekleri görülmüş bir durumdur).

DEĞER KAYBINA ÜST LİMİT

7) Müsteşarlık “değer kaybı” ile ilgili olarak bir teminat limiti öngörmüştür. ZTS Tarife Yönetmeliği’nin ekinde yer alan Tablo 7, 8, 9 ve 10’a dipnot olarak eklenen cümle uyarınca “Sigorta şirketi tarafından ödenecek değer kaybı tutarı, maddi tazminat limitinin %15’ini aşamaz.” Kanımızca eklenen dipnot ile ortaya değer kaybı tazminatları için yeni bir teminat limiti çıkmıştır. Bu gibi bir ayrı teminat limiti öngörülmesi mümkündür. Nitekim Karayolları Trafik Kanunu madde 93 fıkra 1 “…….. teminat tutarlarının Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu Bakanlıkça saptanacağını ve yayınlanacağını…” açıkça belirtmekte ve Hazine Müsteşarlığı’na (bağlı olduğu Bakanlığa) bu hususta yetki vermiş bulunmaktadır. Ancak burada tıpkı “maddi hasarlar” veya “can zararları” gibi ayrı bir limit belirlenmiş olduğu açık şekilde vurgulansa idi, netlik sağlanmış olurdu.

ARACI KOMİSYONU SABİT OLMALI

8)  ZTS Tarife Yönetmeliği ekinde yayımlanan (EK 4) “(Yüksek) Riskli Sigortalılar Havuzu Çalışma Esasları” m.2 fk. 2 ve m.3 prim ve hasarlar ile ilgili işlemler hakkında bazı ayrıntıları içermektedir.

  1. Ek-4 m.2 fk.2 (a) uyarınca aracı komisyonu, prim tutarı üzerinden % 8’dir. Kanımızca bu oranın da bütün şirketler tarafından doğrudan veya dolaylı şekilde değiştirilmeden uygulanması lazımdır. Aksi halde sistemin sağlıklı ve adaletli bir biçimde işletilebilmesi mümkün olmayacak, haksız rekabet iddialarının önüne geçilemeyecektir. Aracının söz konusu olmadığı hallerde ne olacağı ise düzenlenmemiştir. İnternet veya çağrı merkezi üzerinden üretim yapan şirketlerin kendilerine ait İnternet sistemini veya çağrı merkezini kullanmaları halinde acente komisyonu ödemeleri kural olarak söz konusu değildir. Bunların tahsil edecekleri primleri aracı komisyonu kesintisi yapmadan havuza aktarmaları lazım geldiği düşüncesindeyiz. Bununla beraber internet kullanımı ve çağrı merkezi işletimi hizmeti karşısında uygun bir indirim yapmaya hak kazanıp kazanmayacaklarını da ayrıca değerlendirmek uygun olacaktır.
  2. Ek-4 m.2 fk.2 (b) uyarınca her sigorta şirketi kendi düzenlediği poliçelere ait hasar sürecini kendi yönetecektir.
  3. Aynı hüküm sigorta şirketinin “operasyon maliyetinin karşılanması amacıyla prim tutarı üzerinden % 5 oranında komisyon alacağını hükme bağlamaktadır. Duraksamaya yol açan hususlardan biri de bu %5 oranındaki komisyondur. Bunun şirketin ürettiği ve havuza dahil bulunan tüm poliçeler üzerinden mi yoksa sadece hasara konu olan poliçelerden mi alınacağı net değildir.

PRİM VE HASAR DAĞITIMI

9)  Prim ve hasar tutarlarının şirketler arasında ne şekilde dağıtılacağı (“Prim ve Hasar Paylaşımı”) Ek-4 m.3’te düzenlenmiştir. Buna göre,

  1. İki aşamalı bir hesaplama yöntemi söz konusudur.
  2. Primler ve hasarların % 50’si bütün şirketler arasında eşit olarak paylaşılacaktır.
  3. Geriye kalan % 50 ise sigorta şirketlerinin ZTS pazarından son üç yılda aldıkları pay oranında paylaşıma tabi tutulacaktır. Prim ve hasarın paylaşımında ikinci %50’lik dilim için paylaşımında şirketlerin son 3 yıllık dönemde aldıkları paya göre hesaplama öngörülmüştür. Son üç yıl ortalamasının alınamadığı hallerde (mesela; bir şirketin bir buçuk yıl önce kurulmuş bulunması veya faaliyetine yeni başlıyor olması) hesabın nasıl yapılacağı tereddüt doğurmaktadır.
  4. Primlerin paylaşılmasında, (varsa) aracı komisyonu ve sigorta şirketinin (operasyon yükü karşılığında) almaya hak kazandığı/kazanacağı % 5 oranındaki komisyon düşüldükten sonra bakiye üzerinden hesap yapılacağını düşünmekteyiz. Bununla birlikte, aktarım yapan şirketin kendi hak kazandığı (ilk % 50’lik kısım için eşit orandaki, ikinci % 50’lik kısım için de ZTS pazar payı oranındaki) prim tutarını da aktarım aşamasında düşmesine olanak verilip verilmeyeceği henüz açıklık kazanmamıştır.

PRİMİN GEÇ AKTARILMASI ŞİRKETLERİN LEHİNE

10)  ZTS üretimi yaparak prim tahsil eden sigorta şirketlerinin havuza prim aktarımlarını hangi süre içinde yapmaları gerektiği hususunda henüz bir netlik olmadığı görülmektedir. Bu sürenin ne olacağı çok önemlidir. Her ne kadar bir paylaşım sistemi öngörülmüş ise de sigorta şirketleri havuza aktarım öncesinde prim tutarlarını ellerinde bulundurabilmelerinin özellikle mali kazanç sağlama açısından büyük katkıları olabilecektir. Çünkü trafik sigortasında hasarlar prim tahsilatından uzun bir süre sonra karşılanmaktadır.  Bu arada tahsil edilen prim tutarlarının şirketler tarafından (havuza aktarılana kadar) kullanılması ve bundan mali kazanç sağlanması söz konusu olabilecektir. Havuza prim aktarım süresi ne kadar uzun olursa, mali kazanç olanağı o oranda artacağından, şirketler pazar payını artırmaya ve mali kazançlarını bu açıdan da yükseltmeye yönelebileceklerdir. Bu da haksız uygulamalara başvurulması olasılığını artırabilecektir. Haksız uygulamaları önleme bakımından ZTS üretimi yapan ve prim tahsiline yetkili olan acentelerin tahsil ettikleri primleri şirkete aktarmaları hususunda da bütün şirketlere aynı şekilde uygulanacak süre ve kurallar öngörülmesi de fikrimizce önemlidir.

11)  ZTS bir sorumluluk sigortası olduğundan bunlarda IBNR hesaplarının nasıl olacağı özellikle bu hesapları her bir şirketin kendisinin mi yapacağı yoksa bir bütün olarak havuz eliyle mi gerçekleştirileceği de şu anda henüz bilinmemektedir.

12)  Yönetmelik ile gelen yeni uygulama kapsamındaki poliçelerin havuza devrine dair muhasebe kayıtlarının 30/6/2017 mali tablolarına yansımasının gerekip gerekmediği hususu da tereddüt doğurmaktadır.  Hazine Müsteşarlığı’nın konuya açıklık getirmesi beklenmektedir.

SORUNUN ÇÖZÜMÜNDE ÖNEMLİ ADIM

Yukarıdaki açıklamalar ışığında şunu söylemek mümkün görünüyor:  Bir sistem getirilirken, bütün oyuncularla ayrıntılı biçimde tartışılması ve sorun yaratabilecek hususların “tekerlek döndükten sonraya” bırakılmaması, bunlara işin başında makul ve adil çözümler üretilmesi, düzenlemenin bu şekilde yapılması doğru olur.

Ancak kanımızca yüksek rizikolu sigortalılar havuzu temelde doğru bir uygulamadır ve iyi yapılandırıldığı takdirde, önemli bir sorunun çözüme kavuşturulabilmesi için büyük bir adımdır.

Son zamanlarda yoğun bir ilgiyle beklenen “havuz sistemi” kurulmuş bulunmaktadır. Amaç, en fazla hasara yol açan sigortalıların özel bir küme oluşturmalarını, daha yüksek prim ödemelerini ve ortaya çıkaracakları maliyetin sigorta şirketleri arasında adil biçimde paylaştırılmasını sağlamaktır.

TASLAK METİN PAYLAŞILDI

Yukarıdaki yazının Sigortacı Gazetesi’ne ulaştırılmasından sonra, Türkiye Sigorta Birliği (TSB) ve Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu (TMTB) tarafından “Riskli Sigortalılar Havuzunun İşleyiş Kuralları (Taslağı)” hazırlanmış ve ilgililerle paylaşılmıştır. Bu Taslak yukarıdaki yazı içinde gündeme getirilen sorulardan birçoğuna cevap getirmektedir. Taslağın içerdiği önemli hükümlerden bazıları özetle aşağıdaki gibidir:

– Sigorta poliçeleri Sigorta Bilgi Merkezi (SBM) veri tabanı üzerinden düzenlenecektir.

– Sigorta şirketleri aracı komisyonu ve diğer masraflar karşılığı olarak net prim üzerinden toplam % 13 oranında komisyon geliri alacaklardır.

– Şirketler BSMV, Güvence Hesabı payı, Trafik Hizmetleri Fonu ve SGK’ya devredilecek payı ve % 13 oranındaki kendi komisyon alacaklarını düşerek, bakiye prim tutarını Havuz hesabına alacak kaydedeceklerdir.

– Prim hesaplamalarında “tahakkuk eden prim” esas alınacaktır.

– Şirketlerce ödenen tazminatlar Havuz hesabına borç kaydedilecektir.

– Muallak hasarlar maddi hasar-bedensel hasar ayrımı yapılarak Havuza bildirilecektir.

– IBNR (meydana gelmiş ancak bildirilmemiş hasarlar) karşılığı Havuz tarafından hesaplanarak şirketlere bildirilecektir.

– TMTB her aya ilişkin hesap belgesini izleyen ayın sonuna kadar şirketlere yollayacaktır. Bunun üzerine Havuza borçlu olan şirketler 15 gün içinde borçlarını kapatacaklardır. Gecikme halinde gecikme faizi işleyecektir.

– Havuz hesapları iş yılı esasına göre tutulacak, her şirketin ayrı cari hesabı olacak.


*Bu yazı ilk olarak Sigortacı Gazetesi’nin Ağustos 2017 sayısında yayımlanmıştır.

İlginizi Çekebilir

Leave a Reply