Veda

UZUN lâfın kısası, Mayıs 2009 tarihinde bu köşede başladığım köşe yazarlığı serüvenimi bu sayıda, yani 10 yıl + 11 ay sonra, bu yazımla sonlandırmak istiyorum. Bu süre zarfında yazdığım 131 yazımda, sigortacılığın özellikle teknikle ilgili hiçbir konusuna girmedim. Çünkü görevim, teşkilâtlanma yani acenteler ve bölge müdürlükleri kurmak, devamında çalışmaların sağlıklı yürümesi için bana bağlı tahsilât, […]Devamı Oku

Hukuk

HUKUK ile ilgim ablam rahmetli Av. Efser Erenus’un Hukuk Fakültesine kaydolması ile başladı. Basılı kitap olmadığı için hocanın derste anlattıklarını kelime kelime not tutarak çalışırdı. Tuttuğu notlar elden ele dolaşarak kopyalanırdı. Bu gayretleriyle 4 yılın sonunda 2000 (emin değilim) kişilik sınıftan haziran döneminde mezun olan 6 kişiden biri ablamdı. Yıl 1946/50 yıllarıydı… Çok seyrek olarak […]Devamı Oku

Haberler

GAZETEDE bugün manşet: CEZALAR İNİYOR KADINLAR ÖLÜYOR… * Konya’da, sevgilisinin boğazına bıçak saplayarak öldüren katil müebbet hapse mahkûm oldu. Ardından bu ceza “iyi hal”den 25 yıla, bilâhare başka mahkemede “haksız tahrik”den 15 yıla indirildi. Müebbet hapisle sonuçlanan duruşmalar sırasında “iyi hal” ve “haksız tahrik” neden gündeme gelmemiş çözmek mümkün değil… * İzmir’de, açık cezaevinden izinli […]Devamı Oku

Gelinin babası 3

ÜNLÜ aktör SPENCER TRACY’nin, 1950 yılı yapımı FATHER OF THE BRIDE (Gelinin Babası) filmini bizim jenerasyon mutlaka hatırlar. Komedi olmasına rağmen kızını evlendirmek üzere olan bir babanın karışık iç dünyasını çok güzel anlatıyordu. TRACY buradaki rolüyle, o yıl OSCAR’a aday gösterilmişti. Düğün sabahı sinirlerini yatıştırmak için bir duble viski eşliğinde tıraş olmaya başlayan babanın, biraz […]Devamı Oku

3. sayfa

ESKİ dönemde (yanılmıyorsam 50’li yıllar) İstanbul’da akşam saatlerinde işlek meydanlar, iskele, durak gibi kalabalık yerlerde küçük çocuklar akşam gazeteleri satardı. “Cinayeti yazıyooor” feryatları ile koşuşurlardı. Galiba bunlara yurt dışında bulvar gazeteleri deniliyor. Gün içinde yakalanan sansasyon yaratabilecek cinayet, kaza, yangın vs. bir haber ön sayfayı kaplardı. İç sayfalarında genellikle “pehlivan tefrikası” denilen aylarca süren, tiryakisi […]Devamı Oku

Yüksek ateşin getirdikleri

DEDEM Miralay Hüseyin Recai Bey Muş’un güneyinde Kop Dağı Muharebesinde 1 Temmuz 1332’de şehit olmuş ve bulunduğu yere gömülmüş. Oralı dostlar kanalı ile araştırdık. Şehir dışında, meskûn olmayan bir yerde ŞEHİT EVLİYA diye anılan bir yatır olduğunu, bu türbenin dedeme ait olmasının muhtemel olduğu bilgisini aldım. Teyidi imkânsız… Bir miras meselesi nedeniyle babaannemin babası Mehmet […]Devamı Oku

Sahte

SAHTE şifre, Sahte içki,  Sahte para,  Sahte diploma, Sahte pasaport, Sahte altın, Sahte polis, Sahte şeyh ve saire… Saymakla bitmez. Sahtesi olmayan canlı veya cansız yok gibi. Sahtekârlar çeşitli düzenlerle bu yoldan illegal paralar kazanırlar. Kanaat edip süreyi uzatmazlarsa yakalanma ihtimalleri hemen hemen yoktur. Sahte veya sahtekârlık olarak bildiklerim bundan ibaretti. Geçen ay Can Yücel’in BAYRAM adlı […]Devamı Oku

Doktor

ALLAH’IN bir lûtfu olarak sağlıklı bir yaşamım oldu. Babamın memuriyeti icabı göçtüğümüz Mersin’de yakalandığım sıtma dışında çocuk hastalığı bile fazla olmadım, doktorlarla ilişkim olmadı. İlerleyen yıllarda aile fertlerinin rahatsızlıkları gibi nedenlerle çok doktor tanıdım. Bunların içinde oğlumun doğumunu gerçekleştiren Dr. İsmail Türsan beni çok etkilemiştir. Eşimin, hamileliğin ilk ayından itibaren başlayan rahatsızlığını 7,5 ay süresince […]Devamı Oku

10. yıl

SİGORTACI’DA 10 yılımı doldurdum. Bu nedenle 5. yılda düzenlediğim yazımı aşağıda aynen sunuyorum. Bundan sonra 5 yıl garantim yok. Birer birer sayacağım! Son bölümdeki duygularımı ziyadesiyle muhafaza ettiğimi bilmenizi isterim.Yazdırana ve okuyanlara sonsuz teşekkürler.İyi ki varsınız!..                                                           Asfalya (*)Kırkından sonra saz çalmak diye bir deyim duyduk, ama yetmiş yediden sonra köşe yazarı olmak herhalde ne görülmüş ne […]Devamı Oku

Spor

İSKOÇYA’NIN Glasgow kentinde, Emirates Arena’da düzenlenen, Türkiyenin 15 sporcu ile temsil edildiği 2019 Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası’nı televizyonda izledim. Türkiyenin 15 sporcu ile temsil edildiği şampiyonada, sabah seansında piste çıkan milli sporculardan erkekler 400 metrede Yavuz Can, gülle atmada Osman Can Özdeveci, 3 bin metrede Ramazan Özdemir, yüksek atlamada Alperen Acet elemeleri geçemedi.Akşam seansında ise […]Devamı Oku