“Tüketici kredilerinde sigorta güvencesi zorunlu olmalı”

Tüketici kredilerinin sigorta ile güvenceye bağlanması herkesin çıkarını koruyan bir çözümdür. Tüketici kredilerinde kefalet gibi çok tehlikeli sonuçlara yol açabilecek güvenceler yerine sigorta güvencesi her bakımdan uygun bir çözüm oluşturduğundan kanımızca zorunlu hale getirilmesi doğru olur. T.C. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından verilen 10.04.2023 gün ve E. 2023/856 K. 2023/1011 sayılı kararın sigorta hukukçuları arasında […]Devamı Oku

“İlk riziko sigortasının avantajları kadar dezavantajları da var”

Daha ucuz olması, daha basit işleyişe sahip olması ve sigorta ettirenin ihtiyaçlarına daha uygun olması gibi avantajlara sahip ilk riziko sigortası, teminat limitinin sınırlı olması sebebiyle sigorta korumasının yetersizliğine ve hatta bazı durumlarda sigorta ettirenin zararın bir kısmına katlanmasına neden olabiliyor. Bu yüzden sigorta ettirenin ilk riziko sigortası yaptırmaya karar verirken değişik faktörleri dikkatle değerlendirmesi […]Devamı Oku

Nükleer felakette sigorta önleyici değil giderici işlev üstlenmekte

Ülkemizde son yıllarda nükleer enerjiye yönelik birtakım adımlar atılmakta. Bu kapsamda oluşturulan nükleer Sıgorta Havuzu’na sigorta şirketlerinin katılımının zorunlu olup olmayacağı önemli bir meseledir. Ek olarak sigorta, giderici iır işlev üstlenmektedir. Önleyici bir yönü yoktur. Kaldı ki, sigorta koruması ne kadar geniş olursa olsun, bir nükleer felâketin yarattığı zararları gidermede yetersiz de kalabilecektir. Bu bakımdan […]Devamı Oku

En sık görülen afetlere zorunlu sigorta getirilmesi devletin yükünü azaltır

Doğal afetlere karşı sigorta korumasının yalnızca isteğe bağlı sigortalar aracılığıyla elde edilmesi yerine bunlardan en sık görülenler için zorunlu sigorta mekanizması getirilmesi devletin afetlerle ilgili mevzuat çerçevesindeki yükünü de azaltacaktır. Afet sigortasının yaygınlaştırılması ile ilgili olarak sadece sigortanın zorunlu kılınması yeterli olmayacak, (etkili denetim yapılarak) öngörülen zorunluluğa uyulmasının sağlanması da lazım gelecektir. Hazine ve Maliye […]Devamı Oku

ZTS ile ihtiyari trafik sorumluluğu sigortasının uygulama alanları tartışmalı

ZTS teminat limitlerinin yetersiz kaldığı durumlarda devreye giren isteğe bağlı trafik sorumluluğu sigortası (İMM) ile ZTS’nin ‘uygulama alanlarının’ tartışmaya açık olduğu görülüyor. Kanımızca ZTS’nin, KTK m.91 fk.1 uyarınca işletenin tehlike esasına dayanan “ağırlaştırılmış objektif sorumluluğunu” kapsayacağı ve “genel hükümlerden kaynaklanan sorumlulukların” ZTS dışında kalacağı kabul edilmelidir. Bir önceki yazımızda ülkemizde en yaygın sigortalardan biri olan […]Devamı Oku

Trafik sigortası sigortalılar ve sigortacılar için dengeli olmalı ve yarar

Ülkemizde trafik sigortası en yaygın sigortalardan biri. Bu sigortadan çoğu sigortacı zarar etmekte ve bundan dolayı zarar edeceği belli olan bu sigortayı yapmak durumunda kalan sigortacılar için durum sürdürülebilir değil. Bu yüzden trafik sigortasının yaptıranlar ve sigortacılar açısından dengeli ve her iki tarafa yarar sağlayan bir hale gelmesi öncelikli sorunlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Zorunlu […]Devamı Oku

Üçüncü kişinin çıkarını koruyan sigorta sözleşmesinden doğan haklar sigortalıya ait

Sigorta ettiren kendi sigortalanabilir çıkarını korumak amacıyla ya da üçüncü bir kişinin çıkarının korunması amacıyla sigorta sözleşmesi yapabilir. TTK 1454’te sigorta ettirenin üçüncü bir kişinin menfaatini, onun adını belirterek veya belirtmeyerek sigorta ettirebileceği ve sigorta sözleşmesinden doğan hakların sigortalıya ait olduğu belirtilmektedir. Ancak sigortalının bu hakları kullanması sözleşme ile sınırlanabilecektir. Sigorta sözleşmesi sigorta ettirenin kendi […]Devamı Oku

Tutar sigortalarında manevi çıkarın çıkar koşulunu karşılama durumu belirlenmeli

TTK 1408 uyarınca “çıkar” koşulu tutar sigortaları bakımından da geçerli bulunmakla birlikte, bu temel kuralın uygulama alanı tutar sigortalarına özgü bazı hükümlerle daraltılmış veya bazı hallerde bütünüyle devre dışı bırakılmış. Tutar sigortalarında her şeyden önce maddi çıkardan başka manevi çıkarın da yasanın aradığı çıkar koşulunu yerine getirip getirmeyeceği belirlenmeli. “Sigorta menfaatinin yokluğu” başlığını taşıyan Türk […]Devamı Oku

Çıkarın riziko anında var olması yeterli

TTK 1408(1) sigortalanabilir çıkarın sigorta sözleşmesinin yapıldığı sırada “mevcut” olması gerektiğini hükme bağlıyor. Ancak çıkarın riziko anında var olması yeterli. Yasadaki “çıkarın sözleşme anında mevcut olması” koşulunu katı yorumlamamak ve sözleşme yapılırken çıkarın ileride vücut bulması olasılığının bulunmasını yeterli görmek uygun olacaktır. Türk sigorta hukukunun en temel kavramlarından biri de “menfaat” kavramıdır. Aşağıda yasanın (Türk […]Devamı Oku

Birçok sigorta deprem rizikosunu teminat altına almıyor

Deprem kaynaklı olumsuz sonuçların sigorta sözleşmesi kapsamında olması ve sigortacı tarafından karşılanması ortak beklentisine karşılık sigorta genel şartlarına bakıldığında, birçok sigortanın deprem rizikosunu ya hiç temin etmediğini ya da ancak sigortacıyla bu konuda özel bir anlaşma yapılmış olduğu takdirde bu riziko için teminat sağladığı görülüyor. Deprem aynı anda çok çeşitli, çok sayıda ve çok büyük […]Devamı Oku