“Sektörde en çok üretimi yapan acente kanalına destek şart”

 “Sektörde en çok üretimi yapan acente kanalına destek şart”

Sigorta Acenteleri Derneği (SAB) Başkanı Reşit Çakas, “Her ne kadar insanlık tarihi boyunca birçok bulaşıcı hastalık yaşanmış olsa da bu virüs insanlığa hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı mesajını veriyor. Sigorta sektörü de bu salgından en fazla etkilenen sektörlerden biri maalesef. Bu konuda en fazla üretim payına sahip olan acentelerin nasıl etkilendiğine de değinmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

Son günlerde tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 koronavirüsü ve sektöre olan etkisi hakkında bilgilendirmelerde bulunan Sigorta Acenteleri Derneği (SAB) Başkanı Reşit Çakas, “Çin’den başlayarak yavaş yavaş birçok ülkeye yayılan COVID-19 virüsü Mart ayının ortalarına doğru ülkemize de ulaştı. COVID-19 virüsü hayvanlardan bulaşıp değişkenlik göstererek birkaç ayda insanları adeta esir alan ve ilaç ile tedavisi mümkün olmayan bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Elbette ki aşı çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Dijitalleşmenin en üst seviyelerde olduğu günlerde virüsün etkisinin gündelik hayatımızın devamını engelleyen bir özelliğe sahip olması hepimiz için büyük şaşkınlık yarattı. Hemen hemen tüm sektörler virüsten etkilenmiş durumda. Her ne kadar insanlık tarihi boyunca birçok bulaşıcı hastalık yaşanmış olsa da bu virüs insanlığa hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı mesajını veriyor. Sigorta sektörü de bu salgından en fazla etkilenen sektörlerden biri maalesef. Bu konuda en fazla üretim payına sahip olan acentelerin nasıl etkilendiğine de değinmemiz gerekiyor” dedi.

‘TEKNOLOJİK DESTEK VE TEŞVİKLER ARTIRILMALI’

“Dijitalleşmenin getirdiği yenilikler sayesinde sektörün üretiminin tamamen durmasının önüne geçildi. Teknoloji ile gelinen son noktada uzaktan çalışma imkanı olumlu sonuçlar veriyor. Fakat dijitalleşme ile halledilemeyecek problemler de söz konusu. Mesela uzaktan sürdürülen iş sürecinde bu uygulamayı 16 bin acentenin kaçının uygulayabildiğini bilmiyoruz. Acentelerimizin hepsinin imkanlarının ne yazık ki uygun olmadığını biliyoruz. Teknoloji altyapısı ne kadar ilerlemiş olursa olsun acentelerimiz için yeterli olmuyor. Sayıca bir hayli yüksek olan satış kanallarının yaptıkları üretim paylarını istatistiksel olarak bilgisayar alt yapısında oluşturmaları mantıklı değil” diyen Çakas, “Bir diğer problem de sigortacılık sektörüne harcanan yıllık harcamanın düşük kalması. Bundan sonra kamu, sigorta şirketleri, sektörün bağlı olduğu odaların ve acentelerin bu durumu yeniden masaya yatırmaları gerekiyor. Bu devirde hala bazı evraklarda dijitalleşmenin nimetlerinden yararlanamıyor veya alışılmış eski sistemlerden vazgeçemiyoruz. 250 bin kişiye geçim sağlayan bir sektörün geleceği yeniden gözden geçirilip teknolojik destek ve teşviklerle yeniden yapılandırılmalı” şeklinde konuştu.

‘ACENTELER SATIŞ SİSTEMİNİ GELİŞTİRMELİ’

İçinde bulunduğumuz salgın döneminde bazı sigorta branşlarında yeniden düzenlemeler gerektiğini dile getiren Çakas, “Birçok sigorta şirketi sözleşmelerinde olmadığı halde toplumsal sorumluluk anlayışı ile COVID-19 virüsünü kapsama alanına alarak sağlık sigortası teminatına dahil etmek zorunda kaldı. Teminat altında olmayan yani fiyatlandırılmayan bir riskin tazminatının ödenmesi elbette ki sigorta şirketlerine çok ciddi maliyetlere yol açacaktır. Bazı sigorta şirketlerinde yıllık kâr 2020 yılı ya da daha önceki kazançlarının yüzde 50 veya daha fazlasına maliyet oluşturacak. Önümüzdeki dönemlerde ister istemez bunlar fiyatlara yansıyacak. Şirketlerin amacı kâr etmektir diye bir kural varken hiçbir şahıs veya şirket bilerek zarar etmek istemez” dedi. Çakas sözlerini şöyle sürdürdü, “Bu ortamda özel hastaneler fiyat verirken sorumluluğa ortak olmalı. Hastaneler daha az kâr marjına razı olmalıdır ki bu sistem sürdürülebilir olsun. Sigorta şirketlerinin teminat altında olmayan koronavirüs tedavilerin kabul etmeleri fiyatlara etki edebileceğinden dolayı bizlerin de bir sonraki süreçte satışlarımız zorlaşacaktır. Bilhassa özel sağlık sigortaları olumsuz etkilenebilir. Müşteriler ya yatarak tedavi grubunu ya da tamamlayıcı sağlık sigortalarını tercih etmek zorunda kalacak. Nereden bakarsak bakalım sağlık sigortaları gelecekte daha kapsamlı olarak masaya yatırılacak bir konudur. Satışların üçte ikisini yapan acentelerin daha dikkatli olması gerekiyor. Acenteler olarak bizler de satış sistemimizi değiştirmeliyiz ya da hepimiz pazarlama başta olmak üzere her şeyi değiştirmek için kafa yormalıyız. Yoksa kısa vadeli projeler ile ancak günü kurtarabiliriz. Ne sağlık ne de diğer ürün satışları bizleri kurtarmaz.”

‘BİRÇOK BRANŞ OLUMSUZ ETKİLENEBİLİR’

Çakas, “Bu hususta salgın hastalıkları kapsayan ürünleri içeren poliçeler ve içermeyenler ayrı ayrı değerlendirilmeli. Ancak bu da beklenildiği düzeyde karşılık bulmayabilir. Bu anlamda daha kapsayıcı yani salgın hastalıkları kapsamına alan poliçeler ön plana çıkartmak zorunda kalacaktır. Gerekirse fiyatlandırmalardan dolayı satış riski göze alınabilir ve bu durum diğer ürünlerin satışlarında da sıkıntılara yol açabilir. Ekonominin de olumsuz yönde etkilenmesiyle bütün ürünlerin satışında düşüşler söz konusu olabilir. Bu yüzden zorunlu sigortaların sayısı ister istemez artmalı. Böylece şirketler, acenteler ve sigortalılar kârlı çıkacaktır. Bir tek sağlık branşı değil diğer branşlarda da düşüşler gözlemlenecek. Şirketler bütün ürün yapılarını, satış kanallarını bugünlerde yaşanan ve gelecek günlerde yaşanacak olaylara karşı yeniden yapılandırmak zorunda. Tabii ki sektörü bir bütün olarak düşünmeliyiz. Bu yeni yapılanma sürecinde SAİK ve bütün STK’larla iş birliğine gidilerek hem satışların, satış kanallarının, ürünlerin, komisyon yapılarının, bilgi işlem alt yapılarının uzaktan çalışma, kısa süreli çalışma yapılarının bir bütünün parçaları olarak ele alınması şart. Artık şunu kabul etmek gerekir ki bu sektörün yapısı içinde kamu tarafı, TOBB SAİK, STK’lar ve satış kanallarını ayrı ayrı düşünme gerekliliği oluştu.Toplam acente sayısının 16 bin olduğu sektörde salgın sebepli yapılan desteklerden yaklaşık 7 bin civarında acente faydalandı. Faydalanması gereken kalan 9 bin civarında acentenin bekleyişlerinin olumlu sonuçlanmasını diliyoruz” dedi.

“BUGÜNLERDE ACENTELERİN ÖNEMİNİ DAHA ÇOK HATIRLAMALIYIZ”

“Ekonomik sıkıntıların öncelikli olduğu bir sektörün satış kanalları hangi moral ve motivasyonla ne kadar başarılı olabilir bundan sonraki zamanda göreceğiz” diyen Çakas, “Bu sıkıntıları gündeme alarak neler yapılması gerektiğini düşünmeliyiz. Ürünlerin pazarlanmasının diğer birçok sektörlere göre daha zor bir iş olduğunu hepimiz biliyoruz. Çünkü sözleşmede yazılı olan şartları yerine getirme gibi teminatlar söz konusu. Bu teminatların karşılığında belli bir fiyatlama da mevcut. Prim dediğimiz bir para alınıyor sigortalıdan ancak işiniz bununla da sınırlı değil. Sigortalı sistemde kaldığı sürece gelişmelere göre hizmet etme zorunluluğunuz var. Yoksa bu işi her zaman kaybedebilir ya da bir daha bu işi alamazsınız” şeklinde konuştu. Çakas sözlerini şöyle sürdürdü: “İçinde bulunduğumuz ortamda özellikle pazarlamayı yapan sigorta çalışanları maalesef uygun şartlarda çalışamıyorlar. Bu kişilerin maaşları, SGK, vergi, stopajları ödenmek zorunda. Bunun için kısa çalışma veya desteklerden sadece şahıs acentelerinin faydalanmasının haksızlık olduğunu kabul etmek zorundayız. Bu sorunun en kısa zamanda halledilmesi gerekiyor. Bunun yanında tüzel kişiliğe sahip büyük çoğunluktaki sektörün sayısal anlamda %56’sını oluşturan acentelerin de aynı kapsama alınacağına inanıyoruz. Aksi takdirde acenteler zor durumda kalıp ya çok küçülecek ya da iflas edecek. İşsizliğin sıklıkla gündemde olduğu bu ortamda acentelerin de ne kadar önemli olduğunu bilmeliyiz. Sigorta çok hızlı gelişmelerin yaşandığı bir sektör. Bazı şirketlerin özellikle kasko poliçelerinde teminat sürelerini 12+2 olarak uygulaması acenteleri zor durumda bırakıyor. Bu uygulama ile 12 aylık teminat süresi 14 aylık bir sürece uzatılmış oluyor. Bunun yerine indirim yapılarak müşteri veya tüketiciye yardımcı olma yoluna gidilmeli.”

İlginizi Çekebilir