Türkiye’de yeni bir reasürans şirketi kuruluyor

 Türkiye’de yeni bir reasürans şirketi kuruluyor

2014 yılı içerisinde VHV Türkiye Genel Müdürü Maximilian Stahl ile yapmış olduğumuz röportajda, VHV Grubu ile Türkiye’de sigorta sektörüne yeni bir şirketin katılacağını öğrenmiştik. Maximilian Stahl, geçtiğimiz süre zarfındaki gelişmeleri bizlerle paylaştı ve VHV Reasürans’ın, faaliyetlerine 2016 yılının ilk yarısında başlamayı hedeflediğini belirtti.

Genel olarak, ana şirketiniz olan VHV Grubu ile ilgili bizlere kısa bilgi verebilir misiniz? İş hacmi nedir, hangi ülkelerde faaliyet gösteriyor? Kısaca VHV Grubu’nu bize anlatabilir misiniz?
VHV Reasürans’ın bağlı olduğu ana şirket, VHV Grubu, 1919 yılında Alman Müteahhitler Birliği tarafınca Almanya’nın Hannover kentinde kurulmuş ve yapı endüstrisi tarafından yakından tanınan, yapı endüstrisiyle de beraber çalışmalarını yürütmekte olan bir sigorta grubudur.
Almanya menşeili sigorta grubu olarak VHV Grubu yaklaşık 3 bin çalışana istihdam sağlamaktadır ve S&P ‘A’ rating sahibi olan bir kuruluştur. VHV Grubu’nun iş hacmi yaklaşık 3 milyar dolarla ölçülmektedir. VHV Grubu’nun Almanya’nın yanı sıra Avusturya’da da bir iştiraki bulunmaktadır, ayrıca İtalya’da bir iş ortaklığı sürdürmekte ve Fransa’da sorumluluk sigortası alanında faaliyetlerini yürütmektedir.
VHV Grubu Türkiye’de yatırım yapma kararı ile beraber, VHV Reasürans’ı kurmuştur. Reasürans şirketinin faaliyetlerine başlayabilmesi için gerekli olan lisans alımı süreci 2016 yılının ilk yarısında tamamlanınca, VHV Reasürans Türkiye pazarında tescilli bir reasürans şirketi olarak yerini alacaktır.

‘ÖNCELİK İNŞAAT RİSKLERİ’
VHV Reasürans, Hazine Müsteşarlığı’ndan gerekli yasal izinleri aldıktan sonra, Türk sigorta sektörüne hangi branşlarda hizmet vermeyi planlıyor?
Sizin de belirttiğiniz gibi, VHV Reasürans, öncelikle Hazine Müsteşarlığı’na lisans başvurusunda bulunacaktır. Gerekli onaylar alındıktan sonra, inşaat, ticari ve endüstriyel riskler ile enerji santrallerinin montaj ve operasyonel dönemleri için Türk sigorta sektörüne VHV Reasürans olarak ihtiyari reasürans kapasitesi sunacaktır. Bağlı olduğumuz VHV Allgemeine Versicherung AG, 100 yılı aşkın süredir bu alanlarda, özellikle de inşaat sigortalarında Alman sigorta sektöründe hizmet vermektedir. Alman Müteahhitler Birliği tarafından kurulan  grup, bu sebeple inşaat ve bağlı endüstriler tarafından yakından tanınmakta ve koordine bir şekilde çalışmalarını yürütmekte olan bir sigorta grubudur. VHV Grubu olarak, tüm bu bilgi birikimini Türk sigorta sektörünün hizmetine, VHV Reasürans aracılığıyla sunmayı planlamaktayız.

VHV Grubu Türkiye’ye ilk olarak 2012 yılında irtibat bürosu olarak adım attı. 2012’den günümüze kadar, VHV Grubu’nun Türkiye’deki geçmişini kısaca anlatabilir misiniz?
2012 senesinde irtibat bürosu açmak VHV Grubu’nun Türkiye’ye ilk adımı oldu. 2012’den 2015’e kadar yapılan pazar araştırmaları, Türk sigorta sektörünün 2023 hedefleri doğrultusundaki tahminleri ve Türk ekonomisinin büyüme potansiyelinin yüksek olması, Türkiye’de bir reasürans şirketi kurma fikrine neden olmuştur. Türkiye’de böyle bir organizasyonun kuruluyor olması, VHV Grubu’nun hem Türki Cumhuriyetler hem Orta Doğu hem de diğer bölge ülkelerini gözlemleme imkanı verecektir. 2012’den 2015’e kadar Almanya merkezden sağlanan ihtiyari reasürans kapasitesi desteği ile, Türk sigorta sektöründeki bir çok paydaş da, VHV Grubu’nun varlığını benimsemişlerdir. Tüm bu çalışmalarımız ve ortak işbirliğimizi, gerekli yasal izinleri aldıktan sonra da VHV Reasürans olarak Türk sigorta sektöründeki ilgili tüm kurumlarla devam ettirmek istiyoruz.

‘SEKTÖR BÜYÜMEYİ SÜRDÜRECEK’
2015 sonuçları henüz açıklanmadığı için, 2014 yılı sonuçlarına göre, Türk sigorta sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir kıyaslama yapacak olursak, 2015’i daha iyi kapatabilecek mi Türk sigorta sektörü?
Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında, büyüme potansiyeli açısından en iyi ülkelerden biridir. Bununla birlikte, yapılan yeni yatırımlar ve 2023 hedefleri doğrultusundaki projeler ise, sigorta sektörü için çok önemlidir. Örneğin, inşaat sektörü için şehir hastaneleri, Avrasya Tüneli ve özel sektör tarafından yapılan ve işletilen yeni enerji santralleri sigorta sektörü için önemli projelerdir. Bu yatırımlar, sadece ülke ekonomisin değil, sigortacılığın da prim artışına bağlı olarak, sektörün büyümesi ve belirli hedeflere ulaşması için büyük önem arz ediyor.
Sizin de belirttiğiniz gibi, 2013 yılında sigorta sektörü 24.2 milyar lira prim üretirken, 2014 yılında 26 milyar lira prim üretmiştir. Bu yüzden, 2015’te de 2014’ten daha fazla prim üretileceğine inanıyoruz. Her ne kadar, 2015 yılında Türk ekonomisi daha kırılgan bir görüntü vermiş olsa da, genel olarak sektörün büyüyeceğine inanıyoruz.

Enerji piyasasındaki yasal değişikliklerden sonra, hangi tür alanlarda teminat vermek sizlere cazip geliyor? Yapılan özelleştirmelerle birlikte, enerji santralleri ve benzer tesislerin sigortalanması hakkında şirketinizin stratejisi nedir?
Daha önce belirttiğim gibi VHV Türkiye’de inşaat, ticari ve endüstriyel riskleri temel odak noktası olsa da, 2011 yılından itibaren geçerli olan Yenilenebilir Enerji Yasası ile güneş enerjisine dayalı elektrik üretimi, geçtiğimiz yıllarda çok hızlı aşama kat ederek, ticari yatırımlar için oldukça cazip bir pozisyona ulaştı. Coğrafi konumundan ötürü Türkiye, güneş, rüzgar, jeotermal gibi yenilenebilir enerji potansiyeli yönünden oldukça avantajlı bir pozisyona da sahip. Türkiye 2023 yılında 120 bin MW kurulu enerji gücü ile toplam üretiminin üçte birini yenilenebilir enerjiden üretmeyi hedeflemektedir. Bu nedenlerden dolayı, güneş santralleri sigortası, bizim hedeflediğimiz önemli branşlardan biridir. Bunun yanı sıra, son yıllarda kamunun elektrik üretimindeki payını özelleştirmeler yolu ile peyderpey azaltmasıyla birçok santral özel sektör oyuncuları tarafından devir alındı. Bu sayede, söz konusu santrallerin işletme, rehabilitasyon ve büyüme faaliyetleri için sigorta sektörü teminat vermeye başladı. Türkiye’nin enerji arz güvenliği açısından hayati öneme sahip bu santrallerin sigortaları da hedef branşlarımız arasındadır.

‘İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN EKONOMİK KATKILARI DEVAM EDER’
İnşaat sektörü, ülke ekonomisine nasıl bir katkı sağlıyor? Türk sigorta sektörü size neden cazip geldi, niye bu yatırımları yapmaya karar verdiniz?
Türkiye’nin uzun vadede ekonomik geleceğini çok parlak görüyoruz. Kısa vadede ise hatırı sayılır politik ve global konjonktürden kaynaklanan volatilitenin -çoğu diğer gelişmekte olan piyasadaki gibi- Türkiye’yi de etkiliyor olması normaldir. Bu bağlamda özellikle inşaat sektörünün, doğrudan yabancı yatırımların azalması durumunda kırılganlaşacağı düşünülebilir. Bazı büyük inşaat şirketlerinin performans riski ve buna bağlı olarak bankaların bu şirketlere olan hatırı sayılır açık kredi pozisyonlarının iyi izlenilmesi gerektiğini söyleyebiliriz. Diğer taraftan, uzun yıllardır süregelen başarısıyla Türkiye ekonomisinin lokomotifi olmuş olan inşaat sektörünün, ilerleyen yıllarda da dünya çapında başarılarını sürdüreceğini ve Türk ekonomisine katkısının artarak devam edeceğini düşünüyoruz.

İlginizi Çekebilir

Leave a Reply